Girişimlerin dijital sahnesinde bu hafta, e-ticaret siteleri için kod gerektirmeden 3D & AR hizmeti sunan bir platform olan Art Labs var!
Girişimin Aşaması: Early-stage
Kurucu Ortaklar: Ugur Yekta Basak (Co-founder, CEO), Mahdi Kazempour (Co-founder, R&D Lead), Sercan Demircan (Co-founder, Software Lead)
İş Modeli: B2B SaaS
Sektör Bilgisi: E-ticaret
Konum: İstanbul, Türkiye
Şirketinizin hikayesi nedir?
Kurucu ortaklar olarak yüksek lisans ve doktora yıllarımızda tanıştık. Aynı laboratuvarda uzun süre beraber çalıştık. Giyilebilir AR cihazları üzerinde akademik çalışmalar yaptık, makaleler yayınladık, patent çalışmalarına katıldık. Bu teknolojinin hayatımızı nasıl değiştireceğini ilk görenlerden biri olduğumuz için çok şanslıyız. Donanım tarafında ilerlemeler olurken, AR için özel yazılımlar konusunda büyük bir eksikliğin oluşacağını öngörmeye başlamıştık. Çok iyi ürünleri ortaya koyabilecek kurucu ortağımızla da tanışınca, insanların günlük hayat kalitesini yükseltecek immersive deneyimleri yaratma vizyonu ile ART Labs’i başlattık.
Rekabet söz konusu olduğunda ürününüzü/servisinizi nasıl farklılaştırıyorsunuz?
E-ticaret için AR, çok kompleks bir süreç. Biz bu hizmeti şirketler için çok hızlı ve pürüzsüz bir hale getiriyoruz. Teknolojinin adaptasyonu konusundaki en büyük problem olan 3D model üretimi için yapay zekadan faydalanıyoruz. Binlerce ürün söz konusu olduğunda bile farklı metotlar ve esnek girdiler (ürün tasarım dosyaları veya birkaç ürün fotoğrafı) ile 3D modellerin üretilebilmesini, kalite kontrolünün yine yapay zekâ ile otomatikleştirilmesini ve AR deneyiminin kodlama yapılmadan dakikalar içinde entegre edilebilmesini sağlıyoruz.
Başarılı bir şekilde ürünü pazara indirmenin yolları nelerdir?
Müşterinin hedeflerini, ihtiyaçlarını ve önceliklerini anlamak çok önemli. İhtiyaca bağlı olarak ürünün hazır hale getirilmesi, özellikle bizim gibi derin teknoloji girişimleri için uzun bir süreç. Ürünün iyi bir hazırlık aşamasından geçmesi gerekiyor. Ayrıca rakiplerin nasıl bir değer önerisi sunduğunu ve bizim neyi farklı yaptığımızı çok doğru anlatmak gerekiyor. Paralel olarak hedef müşteri segmentlerinin ve coğrafi bölgelerin belirlenmesi; hedef pazara uygun pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor ve bilenlerden akıl almak gerekiyor.
Hangi pazar ve coğrafyalarda yer alıyorsunuz ve açılmayı öngördüğünüz pazarlar nereler? Neden?
Türkiye’de önemli pazar yerleri ile çalışmaya başladık. Bu sayede teknolojimizi küçük ve orta büyüklükteki birçok tedarikçiye taşıyabiliriz. Bölgedeki nadir oyunculardan biriyiz. Bu çeyrekte özellikle ayakkabı giyim dikeyinde İngiltere, İtalya ve Hollanda ile başlayarak Avrupa’da 17 ülkede yeni müşteriler edinmek için harekete geçtik.Avrupa’daki görece düşük rekabetten faydalanarak hızlı büyümeyi yakalamak istiyoruz. Beraberinde tabii ki e-ticaret hacminin çok büyük olduğu Amerika pazarına girme planımız var.
Ürününüzü/servisinizi kullanan kullanıcı/müşterilerin kazanımını nasıl yapıyorsunuz?
Bizim öncelikli stratejimiz büyük pazar yerlerine ulaşarak onların tedarikçileri arasında genişlemeyi garanti etmek ve ayrıca global ölçekteki perakendecilere ulaşmak. Böylesine büyük anlaşmaları kapatmak için iyi bir brand (marka), iyi bir web sitesi, güvenilir stratejik partnerler ve iyi satışçılara ihtiyaç var. Bu tarafta direkt satış stratejisinden kaynaklı satış döngüsü daha uzun olabiliyor ama sonrasındaki kazanıma da değiyor. Kendimize balina avcısı diyebiliriz.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için ise daha niş müşteri kitlelerine ulaşmak için farklı e-ticaret platformlarına (örnek: Shopify) uyumlu eklentiler de çıkarıyoruz. Bu kitle için ürün odaklı içerik pazarlaması metotlarını takip ediyoruz. Böylesine yeni kavramlar ile çalışırken farklı stratejileri deneyip ders çıkarmak gerekiyor.
Gelir kanallarınızı nasıl geliştiriyorsunuz?
Pazara ilk girişimizi yeme-içme sektörü için geliştirdiğimiz AR destekli QR menü çözümü ile restoranlara sunduğumuz üyelik modeli ile yapmıştık. Bu sektörde tatmin edici dönüşler aldık. Sonrasında da teknolojimizi yemek siparişi platformlarına entegre edilebilir yapıya getirerek daha geniş kitlelere ulaşma şansı bulduk.
Pandemi ile beraber perakende dünyasındaki hızlı değişimi fark edince geliştirdiğimiz teknolojiyi farklı ürün grupları için uyumlandırdık. Daha büyük potansiyele ulaşabileceğimiz ayakkabı giyim, mobilya, oyuncak ve moda sektörlerini de B2B SaaS modeli ile hedefimize aldık. Pazar yerlerinin bu hizmeti tedarikçilerine sunabileceği hale getirdik.
Ekibinizi şu an kaç kurucu ortak ve çalışandan oluşuyor? Bugün ve gelecekte hangi alanlarda, hangi yetenekleri, hangi yöntemle ekibe katmayı düşünüyorsunuz?
Ekibimiz 3 kurucu ortak, 3 tam-zamanlı çalışan ve 8 yarı-zamanlı çalışandan oluşuyor. Teknoloji takımımızın uluslararası bilimsel dergilerde şimdiye kadar yayınladığı 30’dan fazla makale var. Özellikle 3D, AR ve AI kesişiminde olan birçok mühendisi önümüzdeki dönemde takımımıza dahil etmek istiyoruz. İş geliştirme ve faydayı doğru hesaplayacak bir data analitik takımına da ihtiyacımız olacak. En iyilerin bizimle çalışması için eşsiz bir kültür inşa etmeye çalışıyoruz. Fayda olarak sadece maddi kaynakları değil, kişilerin değerli projeler üretebileceği bir ekosistemi de sunuyoruz. Ayrıca bizzat kendi açtığımız akademimiz ile çekirdekten yetiştirme stratejimiz de var. Yaz staj programı için Türkiye’deki en iyi üniversitelerden 30 kişiyi kabul ettik. Bu yazın en iyi öğrencilerini kazanan şirket olabiliriz, bunu kurumsal şirketleri de göz önünde bulundurarak söylüyoruz. 1 yıl sonra tam-zamanlı çalışan sayımızı farklı ülkelerde 25 kişiye çıkarmayı hedefliyoruz.
Daha önce yatırım aldınız mı? Aldıysanız yatırım süreçlerine nasıl hazırlandınız ve bu turunuzu nasıl yönettiniz? Yatırım sonrası ilişkilerinizi nasıl yönetiyorsunuz? (KPI, düzenli rapor paylaşımı vb.)
Daha önce iki kez yatırım aldık. İlk yatırım turumuza UNVEST (Koç Üniversitesi İştiraki) ve melek yatırımcılar katıldı. İkinci yatırım turumuza ise Kültepe Yatırım ve EGİAD Melekleri‘nin yanı sıra Türkiye’den ve yurt dışından önemli melek yatırımcılar da katıldı. Yatırım süreçleri için anahtar kelime: hazırlık. Şirketin bugüne kadar neler yaptığı ve sonrasında nasıl bir planı olduğunu gerçekçi ve şık bir şekilde sunmak gerekiyor. Sorulacak her sorunun mutlaka önceden bir cevabının bulunması gerekiyor. Hikaye anlatımının mükemmelleştirilmesi şart.
Mevcut yatırımcılarımıza her çeyrekte ayrıntılı bir rapor sunuyoruz. Bu rapor ürün geliştirme, ArGe süreçleri, pazarlama faaliyetleri, takımdaki gelişmeler, finansal özet ve KPI bilgilendirmelerinden oluşuyor.
Bir girişim yatırım almadan önce neleri hesaba katmalı? / Kendini nasıl hazırlamalı?
Yatırım turuna girerken psikolojik olarak hazırlanmak çok önemli. Potansiyel yatırımcıların çoğundan “hayır” duymak çok olası. Çok az bir kısmının sizi önce anlayıp sonrasında plana ortak olacaklarını kabul etmek gerekiyor. Due diligence süreçlerinin sonuçlanması ve resmi süreçlerin tamamlanması da beklenenden daha çok zaman alabiliyor. Şirketin finansal ve psikolojik olarak bu gecikmelere göğüsgerebiliyor olması gerekiyor.
Bulunduğunuz sektörün gelişimini ve büyümesini nasıl öngörüyorsunuz?
Hedef sektörümüz olan e-ticaret 2020 itibari ile toplam perakende hacminin %18’ine ulaşarak 4 trilyon dolarlık hacme erişti. Yıllık %10 büyüme ile 2024 yılında 6 trilyonu geçeceği hesaplanıyor. AR, e-ticarette en önemli hedefler olan satış dönüşüm oranlarını yükseltmek ve ürün iade oranlarını düşürmek için güçlü teknolojilerden biri. Ticaret için AR hayatımıza yeni yeni girmeye başlamasına rağmen Snapchat’in raporlarına göre 100 milyondan fazla insan hali hazırda çevrim içi satın alma süreçlerinde bu teknolojiden faydalanıyor. 2025 itibari ile de dünya popülasyonunun %75’inin sık kullanıcılar olacağı öngörülüyor. Çok yeni olan bu kavramların ilk oyuncularından biri olmak bizi heyecanlandırıyor ve potansiyelimizi güçlendiriyor.
Planladığınız bir ‘’exit’’ stratejiniz var mı? Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Evet. Benzer şirketler henüz erken aşamalarda büyük teknoloji devlerine, pazar yerlerine veya büyük perakendecilere exit ettiler. Çok sıcak bir alan. Her aşamada çıkış yapmak mümkün. Satın alan şirketler genelde teknolojiyi ve takımı kendi bünyelerine katmak istedikleri için buna girişiyorlar. Bizim stratejimiz ise exit etmeden önce Avrupa ve Amerika pazarına büyük ölçüde penetre etmek ve yüksek değerlemelere ulaşmak.
Girişimciliğe başladığınız ilk gündeki kendinize bir tavsiye verecek olsanız bu ne olurdu?
Ben sabırsız biriyim. Her şey hızlı gelişsin isterim. Girişimciliğin sprintten ziyade bir maraton olduğunu sonradan anladım. Yaptığınız yatırımın geri dönüşünün ancak uzun süreler sonra olacağını baştan kabullenmek gerekiyor. Ayrıca hızlı deneme ve yanılma pratiklerini daha iyi uygulamamız gerekirdi. Zaman ve para kaybettiğimiz iş modelleri ve pazarlar oldu.
Startup Borsa olarak girişimlerin bilinirliğini arttırmaya özen gösteriyoruz. Bunun ilk adımı girişimlerin, Startup Borsa üzerinden şirket profili oluşturarak listelenmelerini sağlamak. Teknoloji girişimlerini, yatırımcılarla buluşmak için Startup Borsa‘ya bekliyoruz!