Girişim ekosisteminin 2020 yılında istikrarlı bir şekilde büyümüş olacağını tahmin edebilir miydik? Pek de edemezdik; küresel pandemi ve zayıflayan ekonomilerin öne çıktığı 2020, Türk girişim ekosistemi için fazla karamsar bir sene oldu diyemeyiz. Yeni nesil girişimcilerin belki de küresel seviyede birçok zorluk yaşanırken girişimciliği bir çıkış yolu olarak görüp, bu fırsatı değerlendirdiklerine şahit olduk.
2020 girişim yorumları
2020 yılında Türkiye’de birçok yeni girişim ortaya çıktı veya yüksek performans gösterip ciddi yatırımlar aldı. Geçtiğimiz senelerde Alibaba’dan 728 milyon dolar yatırım alan, Türkiye’nin öne çıkan e-ticaret platformlarından Trendyol’da 2020 yılında 347 milyon ürün satışı yapıldı. Türkiye girişimcilik ekosisteminde öne çıkan yatırımlar demişken 1.8 milyar USD değerlemeyle Zynga Games’e satılarak ilk ‘unicorn’umuz olan Peak Games’e dikkat çekmek doğru olur.
Dünyanın önde gelen girişimcilik ekosistemlerinde doğup büyüyen ve milyar dolarlık değerlemelere ulaşan 600’den fazla unicorn olduğunu göz önünde bulundurursak Türkiye girişimcilik ekosistemi unicorn çıkarma konusunda nispeten ağırdan alıyor. Ancak zorlu 2020 senesinde Peak Games’in bu çıkışı yapması umut veren büyük bir başarı. Yerli ekosistemimizin küreselde konumunu gösteren önemli bir araştırma da Küresel Girişim Ekosistemi Raporu 2020. Startup Genome şirketinin raporuna göre 2020 yılında Türkiye girişimcilik ekosistemi ilk 100 yükselen ekosistem arasında 16. sırada bulunuyor.
2021’de bizi neler bekliyor
Girişimcilik alanında kayda değer gelişmeleri gördüğümüz 2020 senesini takip eden 2021 yılında da Türk girişimlerden iddialı hamleler bekleyebiliriz. Hatta 2021’in ilk haberlerinden biri Getir’in 850 milyon dolar değerlemeyle 128 milyon dolar yatırım alması oldu. Benzer örneklerin artmasıyla Türkiye girişimcilik ekosisteminin yakın zamanda Peak Games’i takip eden yeni unicornlar çıkarması da gayet mümkün. Yerli girişimlere değer katacak en önemli sistemin de, girişimlere girişten çıkışa etraflıca destek vermeye yönelik yeni nesil hızlandırma programları diyebiliriz.
İlgi çeken bir konu da son zamanlarda sayıları hızla artan SaaS (‘software as a service’ veya yazılım bazlı hizmet) şirketlerinin piyasada yarattığı doygunluk. Bu olgu hatta adı üstünde ‘SaaS yorgunluğu’ olarak da adlandırılıyor. Eğer ki SaaS yorgunluğu piyasalarda hissedilirse, yeni girişimcilerden henüz dokunulmamış özgün alanlarda hizmet vermelerini bekleyebiliriz.
Girişimci ve yatırımcılara öneriler
Her zaman etraflıca düşünülmüş, kazanan iş planları hazırlamak girişimcilerin temel odağı olmalı. İyi tanımlanmış bir problem, o probleme yönelik sunulan etkili çözümler, bu çözümlerin verimli pazarlanması ve isabetli tanımlanmış bir rekabet avantajı girişimlere her zamanki gibi değer katacaktır.
Türk girişimciler çekinmeden piyasaya atılmayı ve girişim hayallerini gerçekleştirmeyi hedeflemeli, yatırımcılar da Türk girişimler ve girişimcilik ekosistemi hakkında ümitli olmalılar. Girişimcilik ekosistemiyle ilgili herkesin de ülkemizdeki başarılı hızlandırma programlarını takipte kalması faydalı olacaktır. Unutmayın ki yerli girişimcilik ekosistemini güçlendirip ilerletmek, toplu bir çabanın sonucu gerçekleşebilir.